Kanuni Sultan Süleyman Köprüsü

Bizans döneminde büyükçekmece gölü üzerinde yapılan bir  Via Egnoyia adında ahşap köprü varmış bu köprü Bizans’ın gerilemesiyle Fatih’in de İstanbul’u Feth ettiği dönemlerde köprü varlığını korumaktaydı fakat tahrip olmuştu Fatih Sultan Mehmet  bu köprünün tarilatını yaptı ama kanuni sultan Süleyman döneminde artık kullanılmayacak bir noktaya gelmişti.

Kanuni sultan Süleyman Zigetvar seferine çıkmadan önce yapım emrini Mimar Sinana vermiştir fakat Zigetvar seferinden vefat edip dönemeyince oğlu 2. Selim döneminde yapımı tamamlanmıştır

Büyükçekmece ile Marmara’nın birleştiği noktadadır

Mimarsinan kemer üstüne kemer inşa ettim dediği köprüdür dört büyük kemeri taşıyan 28 küçük Kemerden oluşmaktadır 650 metre uzunluğunda 7 metre genişliğindedir

İstanbula 36 kilometre uzaklıktadır 

Bu köprünün yapımıda 114 milyon altın Kullanılmıştır.

Mimar Sinan’ın imzasını taşıyan tek eserdir

Yürüme yolundan bakıldığında kitabı ve Sehir köşkü bulunuyor 

Mimarsinan bu köprü yaptığında yürüme yolunu ve seyir Köşkü’nü insanlar karşıdan karşıya geçerken oturup dinlenmeleri ve deniz manzarasını seyretmesi için yaptırmıştır

Büyükçekmece Köprüsü, inişli çıkışlı dört bölümden oluşmuş ilgi çekici bir mühendislik eseridir. Toplam uzunluğu 635,57 m. olup 7,17 m. genişliğindedir. Yedi gözlü olan birinci bölümün uzunluğu 157,23 m. olarak ölçülmüştür. Bunu 25,41 m. uzunluğunda bir bağlantı aralığı takip eder. İkinci bölüm yine yedi gözlü ve 135,10 m. uzunluğundadır. 15,52 m. ölçüsündeki bir aralıktan sonra gelen üçüncü bölüm ise 101,25 m. uzunluğa sahiptir ve beş gözlüdür. 17,34 metrelik bir aralıktan sonra geçilen dördüncü bölüm dokuz gözü ve 183,72 m. uzunluğu ile en büyük bölümü teşkil eder. Köprünün göz sayısı yirmi sekizdir. Sivri kemerli bu gözlerin en küçüğünün açıklığı 4,50 m. olmasına karşılık dördüncü bölümde olan en büyüğü 11,86 m. ölçüsünde bir açıklığa sahiptir. Köprünün iki yanında korkuluk levhaları vardır. Ayrıca her bölümün başında ve sonunda bütün Türk köprülerinde görülen babalar bulunmaktadır. Her bölüm arasındaki bağlantı aralıklarının korkuluksuz olması, büyük taşkınlardan suların fazlasının köprüye zarar vermeden buradan aşarak akıp gitmesi için yapıldıklarını düşündürmektedir.

Köprü konumu olarak Avrupa’dan İstanbul’a geçiş için bir giriş kapısı niteliğindedir kendi. 

Kendi fikrimce bu köprü Avrupa’dan Osmanlı’ya geçiş kapısı olduğundan dolayı ve de İslamiyetin suya verdiği önemden dolayı mimar Sinan Bu esere imzasını vermek istemiştir fakat İslamiyette esere imza verilmez anca takma isim kullanıldığından dolayı Sinan da bu esere abdullah oğlu Yusuf imzasını atmıştır ve kendini evliya Çelebi ye yazdırdı kitabında da Abdullah oğlu Yusuf olarak tanıtmaktadır

1960 yıllarda define avcıları tarafından Bu kitabenin arkasında define var denilip bu kitabe kırılmıştır 1970 li yıllarda yapılan restorasyonda kopyası yapılıp tekrar yerine konulmuştur

Sinan’ın çok sevdiği ve bundan dolayı da imzasını taşıdığı eser olmasından dolayı Sinan bu eserinden övgüyle bahsetmiştir

‘’Gök yapılı o köprü zamanın şaşkınlık verici işlerinden birisi oldu diyor’’

Yapım aşaması şu şekildedir 

Mimarsinan bu köprünün yapımına başlamadan önce üç ada oluşturmayı planlamış bu adaları sallarla taş taşıyarak oluşturmuştur

Daha sonra bu adaları oluşturduktan sonra adaların arasına kalan yerlere Sandukalar (batardo) yaptırmış ve bu sandukaları

Süleyman’ın devleri gibi güçlü insanlar sayesinde  Tulum ve tulum bağlarla içerisindeki su boşaltılmıştır 

daha sonra zemini güçlendirmek amacıyla 2-3 adam boyu kazıklar Şahmerdan ile temele kazılmıştır

Onun üzerine arşın taşlarıyla örülmüş ama bu taşların birleşim noktalarına demir Kenetler takılıp üzerine kurşun dökülmüş tur kursunun amacı demiri oksijenden ve sudan koruyarak çürümesini engellemektir

Ayaklarda oluşturulduktan Ahşap  destek kemerleri yapılır ve taş ustaları çalışarak köprü yapımını tamamlarlar 

Bu köprü yığma yapı tarzında Yapılan bir köprüdür.